www.cacakmak.tr.gg
MENÜ  
  ANASAYFA
  Ziyaretçi defteri
  Anketler
  GÖZ TESTİ
  RAHATSIZ MI OLDUN?
  LİNKLERİM VE LİNKLERİNİZ
  HTML KODLARI
  CHAT ODASI
  MASTERS of HORROR
  OYUNLAR
  TV - 1
  TV - 2
  TV - 3
  POR UNA CABEZA
  SON DAKİKA HABERLERİ
  KOMİK VİDEOLAR:KOPARSINIZ! :D
  Çok yiyen değil, çok stres yapan kilo alıyor!
  Yaz aylarının kabusu: TERLEMEK
  Suyumuzu boşa harcamayalım!
  Gereksiz Bilgiler
  DÜNYA HARİTASI
  Keltik Astrolojisi
  Resimlerim
  Meteor Yağmuru
  Arkadaşlarınız Hakkında Tüm Gerçekler
  HOW I MET YOUR MOTHER
  JOSH RADNOR
  Su Kaplumbağası
  RAİTİNG
  MISIR ASTROLOJİSİ
  Püf Noktalarıyla Makyaj
  The New Adventures of Old Christine
  OSMANLI PADİŞAHLARI
  YOUTUBE
  PUZZLE
  TİTANİK
  VİDEO
  PERSEPOLİS
  FİLM İZLE
  ORHAN VELİ KANIK
  BİLMECE :)
  MP3
  GREENPEACE
  A Milli Takımı Müzikleri
  Arkadaşlarınıza E-Kart gönderin!
  ONLİNE OYUNLAR
  DÜNYA SİNEMA
  Gökyüzü Neden Mavidir?
  Chuncheon
  KRO KIZ TARİFİ =)
  RÜYANDA GÖRSEN İNANMA!!!
  romeo & juliet
Duyuru Panosu
-Keltik ve Mısır Astrolojisine bakmayı unutmayın!
-Osmanlı Padişahları butonuna tıklayarak tarih bilgimizi tazeleyelim...
-Anketlere katılmayı unutmayın!
ORHAN VELİ KANIK

Ben Orhan Veli
   
   "Ben Orhan Veli,
   "Yazık oldu Süleyman Efendiye"
   Mısra-ı meşhurunun mübdii..
   Duydum ki merak ediyormuşsunuz
   Hususi hayatımı,
   Anlatayım:
   Evvela adamım,yani
   Sirk hayvanı falan değilim.
   Burnum var,kulağım var,
   Pek biçimli olmamakla beraber.
   
   Evde otururum,
   Masa başında çalışırım.
   Bir anne ile babadan dünyaya geldim.
   Ne başımda bulut gezdiririm,
   Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
   Ne İngiliz Kıralı kadar
   Mütevazıyım,
   Ne de Bay Celal Bayar'ın
   Ahır uşağı gibi aristokrat.
   Ispanağı çok severim.
   Puf böreğine hele
   Bayılırım.
   Malda mülkte gözüm yoktur.
   Vallahi yoktur.
   
   Yayan dolaşırım,
   Mütenekkiren seyahat ederim.
   Oktay Rifat'la Melih Cevdet'tir
   En yakın arkadaşlarım.
   Bir de sevgilim vardır,pek muteber;
   İsmini söyleyemem,
   Edebiyat tarihçisi bulsun.
   Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
   Meşgul olmadığım "ehemmiyetsiz"
   Sadece üdeba arasındadır.
   
   Ne bileyim,
   Belki daha bin bir huyum vardır...
   Amma ne lüzum var
   Hepsini sıralamıya?
   Onlar da bunlara benzer."
   
   
   Orhan Veli 13 Nisan 1914'te İstanbul - Beykoz'da doğmuştur. Cumhurbaşkanlığı Armoni Orkestrası şeflerinden klarnetçi Mehmet Veli Kanık'ın oğludur. İlköğrenimini Galatasaray Sultanisi ilk kısmı ve Ankara Gazi İlkokulu'nda yapmıştır. Sonra, Ankara Erkek Lisesini bitirmiştir (1933). Bu arada aynı okulda okuduğu Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday ile arkadaş olmuştur, birlikte 'Sesimiz' adlı okul dergisini çıkarmışlardır. İstanbul'a gelmiş ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin Felsefe Bölümü'ne girmiştir. Fakat, fakülteyi bitirememiştir. 'Varlık' dergisinde 'Mehmet Ali Sel' adı altında ilk şiirlerini yayınlamıştır. 'İnsan', 'Gençlik', 'Küllük', 'İnkılapçı' adı altında ilk şiirleri ve edebi yazıları görülmüştür. Daha sonra Ankara'ya dönerek PTT Genel Müdürlüğü'nde memur olmuştur. 1941'de Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday'la birlikte "Garip" adlı ilk şiir kitabını çıkarmıştır. Askerliğinden sonra Mili Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'na girmiştir. Fransızca'dan yaptığı çeviriler 'Milli Eğitim Bakanlığı Dünya Edebiyatından Tercümeler Dizisi'nde yayınlanmıştır. 1947'de Mehmet Ali Aybar'ın çıkarttığı 'Hür ve Zincirli Hürriyet' gazetelerinde eleştiri yazıları yayınlamıştır. 1948'de 'Ulus' gazetesinde "Yolcu Notları" başlığı adı altında yazılar yayınlamıştır. La Fontaine'in masallarını Türkçe'ye çevirmiştir. 1949 başında, Ankara'da 'Yaprak' dergisini çıkartmıştır ve dergi yirmi sekiz sayı çıktıktan sonra kapanmıştır. Ankara'da 10 Kasım 1950 tarihinde içkili bir haldeyken düşmüş ve başından yara almıştır. Bu olaydan iki gün sonra İstanbul'a giden Orhan Veli, orada 14 Kasım günü beyin kanaması geçirdiği için ölmüştür. Mezarı, Rumelihisarı Mezarlığı'ndadır.
   
   Sanat Hayatı
   Orhan Veli ilkokulun son sınıfındayken şiire başlamıştır. Öğretmeni tarafından desteklenerek yazmaya yönlendirilmiştir. İlk şiiri de 1924 yılında 'Çocuk Dünyası' adlı dergide yayınlanmıştır. Ama şiire asıl bilinçli yaklaşımı lise öğrenciliği yıllarında gerçekleşir. Lisede öğretmenleri olan Ahmet Hamdi Tanpınar, Rıfkı Melul Meriç, Halil Vedat Fıratlı ve Yahya Saim Sinanoğlu'nun yakın ilgisini görür. Yine lisede Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday'la arkadaş olması ve 1 Aralık 1936 "Sesimiz" adlı bir dergi çıkartması onun gelişimine katkı sağlar. Orhan Veli'nin düzyazıdan şiire geçmesinde kendisinden iki sınıf önde olan Hıfzı Oğuz Bekata'nın etkisi olur. Nahit Sırrı Örik'in desteğiyle de şiirleri 'Varlık' dergisinde yayınlar, bunların bazı Mehmet Ali Sel imzasıyla çıkar.
   
   Moliere'den Rimbaud'ya, La Fontaine'den Musset'ye uzanan birçok da çeviri yapmıştır Orhan Veli. İlk kitabını yine liseli arkadaşlarıyla birlikte "Garip" adıyla çıkartması ve bu kitapla birlikte şiirimizde Garip Akımı, Garip Şiiri diye adlandırılan bir yeniliğinden kurucusu olması onu bir tarih yapar. Daha sonra çeşitli kitapları çıkartır, düz yazıları ve çevirileri yayınlar Orhan Veli. Başta 'Varlık' olmak üzere çeşitli dergi ve gazetelerde yazar... Şiirlerinden yapılan seçmeler, İngilizce, Fransızca, Rusça ve Yunanca gibi çeşitli dillere çevrilir. Ayrıca Müşfik Kenter, Kerim Avşar gibi sanatçılar şiirlerini kasede okurlar. Birçok besteci şiirlerini besteler. Murathan Mungan şiirlerinden kurgulayarak "Bir Garip Orhan Veli" adlı tek kişilik bir oyun bile yazmıştır. Bu oyunu uzun süre Müşfik Kenter oynar.
   
   Orhan Veli, kısa bir zamanda büyük bir üne kavuşan şâirlerimizdendir. Arkadaşları Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat'la çıkarttığı 'Garip' adlı kitapta yer alan şiirlerin yanı sıra "Edebiyatı edebiyat yapmaktan kurtarmaya gelen" bu öncülerin bir bildirisini de taşıdı. Garip akımı altıncı bildiriyle edebiyat dünyasında kendine taraf bulmuştur. 'İkinci Yeni' akımı çıkana kadar etkin olmuş, akımdan etkilenmeyen çok az şair bırakmıştır. 'Garipçiler' diye de adlandırılan 'garip şâirleri'nin amacı şiiri bir takım kalıplardan kurtarmaktır, dolaysız, yalın, açık bir halk diliyle yazmaktır. Böylece, Orhan Veli'nin yaptığı iş edebiyat tarihimiz açısından "edebiyat zevkimizde devrim" biçiminde anlatımlarla karşılanmıştır. Geleneksel şiirimizin kabuğu çatlatılmış, o güne kadar şiirin özü sayılan söz sanatları bir yana bırakılmış, ölçüsüz, uyaksız ve halkın anlayacağı yalınlıkta bir dille şiir yazma yolu açılmıştır.
   
   Orhan Veli'nin şiiri 'garip tarzı şiir'le iç içe geçmiştir. Garip şiirinin öyküsü Orhan Veli'nin şiir serüvenini de içerir. Garip şiirini 'Varlık' dergisiyle 'Ulus' gazetesinden başlayarak çeşitli yayın organlarındaki düz yazılarıyla tanıtır Orhan Veli. Ama sert eleştiriler yine de devam eder. Garip şiirleri bir süre sonra başlangıçtaki yıkıcılığı aşarak yapıcı bir tavırla yeni şiirin kurulmasına yönelir. Özellikle Orhan Veli, Garip'in ilkelerini değiştirmeye başlar. Bunu 1945'te yapılan ikinci baskının önsüzünde de belirtir:
   
   "Onları beş sene önce yazmıştım. Beş sene sonra da aynı şeyleri söyleyecek olduktan sonra ne diye yaşadım?"
   
   Yazdığı düzyazılarda da çeşitli sorunlarla ilgili görüşlerini açıklama zorunluluğu duyar. Sanat sanat içindir, görüşünü savunanlara çatarak:
   
   "Fayda sanatın içine o tarzda girmiştir ki onu sanatın kendisinden ayırt etmek güçtür (...) Ne cemiyet için beslediğim hayırlı nimetleri ne de sanatı feda ederim. İnsanların refahı için söyleyeceğim üç-beş sözün faydası olacaksa sanatımı bu fayda uğruna kullanabilirim." der.
   
   Orhan Veli'nin bu tutumu Garip'ten sonra yayınladığı "Destan Gibi", "Yenisi" kitaplarında daha iyi görülür. Yavaş yavaş kafiye kullandığı gibi tekrarlarlara da başvurmaktadır, toplumsallıktan toplumculuğa da yöneliş vardır. Kafayla okunan, akılcı, gerçekçi, toplumcu şiirler yazar. Ele aldığı konular, değişmemekle birlikte bunlara bakış açısının değiştiği görülür. Başlangıçta Nâzım Hikmet şiirine de tepki sayılabilecek 'Garip Şiiri' sonunda toplumcu özü de benimser. Batı'dan esinlemeler yerine yerli kaynaklardan yararlanmaya bırakır... Halk Edebiyatı, Orhan Veli'ye yeni temalar kazandırır. Böylece ikinci işleri birinciyi de belki de gölgede bırakır.
   
   Cumhuriyet Şiiri'ne, Divan Şiiri'yle gelen dolaylı, sanatlı, bulanık ve kapalı anlatım ilkin Nâzım Hikmet tarafından yıkılmıştır. Ancak o söz sanatlarına dokunmaz, imgeyi kullanır. Orhan Veli'yse bu şiiri yeni bir aşamayla söz sanatlarından arındırır. Ahmet Haşim şiirinin simge ve kapalılığı, Necip Fazıl Kısakürek şiirinin mistisizmi de yoktur onda. Bu nedenle de Orhan Veli şiiri açık seçik, apaydınlık bir şiirdir...
   
   Orhan Veli'nin şiir dili. Sokaktaki adamın, halkın konuşmasını yansıtır. "Destan Gibi" ve "Son Şiirleri"nden birkaçında da folklor öğelerine, halk türkülerine eğilir. Bunun yanısıra Orhan Veli şiirlerine halk sözlerini de yerleştirerek halkın yanında olduğunu kanıtlama amacı güder.
   
   
   Kitabe-i Seng-i Mezar
   
   I
   
   Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
   Nasırdan çektiği kadar
   Hatta çirkin yaratıldığından bile
   O kadar müteessir değildi;
   Kundurası vurmadığı zamanlarda
   Anmazdı ama Allah'ın adını,
   Günahkar da sayılmazdı.
   Yazık oldu Süleyman Efendi'ye
   
   II
   
   Mesele falan değildi öyle,
   To be or not to be kendisi için;
   Bir akşam uyudu;
   Uyanmayıverdi.
   Aldılar, götürdüler.
   Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
   Duyarlarsa öldüğünü alacaklılar
   Haklarını helal ederler elbet.
   Alacağına gelince...
   Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.
   
   III
   
   Tüfeğini depoya koydular,
   Esvabını başkasına verdiler.
   Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
   Ne matarasında dudaklarının izi;
   Öyle bir rüzgar ki,
   Kendi gitti,
   İsmi bile kalmadı yadigar.
   Yalnız şu beyit kaldı,
   Kahve ocağında, el yazısıyla:
   "Ölüm Allah'ın emri,
   "Ayrılık olmasaydı."
   
   
   Orhan Veli sanatla faydanın önceleri birbirinin dışında olduğunu, sonralarıysa kaynaştığını savunur. "Fayda sanatın içine o tarzda girmiştir ki onu sanatın kendinden ayırt etmek güçtür," diyerek sanatı sanat için yapmadığını açıklar, böylesi bir sanatın gerçeklikle, halkla, aydınlıkla ilgisi olmayacağını vurgular.
   
   Orhan Veli şiiri çoğunlukla ince bir alayla suçlanır, anlatılan olaylar ele alınan kişiler, gerçek olmasına karşın anlatışta Orhan Veli'ye özgü bir tutum göze çarpar. Buna garipçe bir tutum denilebilir. Halk insanının dili, sağduyusu ve iğneleyici özelliklerini birleştirerek ortaya bir tür fıkra-şiir çıkarır.
   
   Orhan Veli şiirden şiirsel yoğunluğu kovar. Şiirselleştirdiği konularda akılcı bir yol izler. Küçük insanın günlük yaşamının melodramını çizer. Ele aldığı konuları gerçekçi bir gözle değerlendirir. Orhan Veli gerçeküstücüleri de okumuş, onlara ilgi duymuştur; ama bu akımdan uzun süre etkilenmemiştir. Onu etkileyen toplumcu şiirdir. Orhan Veli, şiirde yıktığı kuralların yerine yenilerini koymak ister. Yenisi onun şiir kitabının adıdır: "Garip". Bu kitaptaki şiirleriyle artık toplumculuğu amaçlar. Tepki gösterdiği, biçimi üzerine hamle ettiği şiire dönme yolunu seçer. Garip ilkelerini yumuşatır, fıkra şiir duyarlığını bırakır biçime değil toplumcu öze önem veren şiire yönelir.
   
   Orhan Veli, 'küçük insanlar' diye belirlenen yaşam standardı sıradan olan kişileri ve onların sorunlarını dizeleştirerek o güne kadar yapılmayanı yapar. Şiirinin konularını yaşamın içinden alır ve ilk defa sıradan nesneleri de şiirin içine sokar. Mesela nasır bunlardan biridir... Böylece geleneksel şiirin aşk,sevda ve özlem gibi klişe anlatılarını değiştirir...
   
   
   
SON DAKİKA HABERLER  
 

Hurriyet.www.gazetealemi.com Zaman www.gazetealemi.com Radikal www.gazetealemi.com Milliyet www.gazetealemi.com Bugun www.gazetealemi.com Turkiye www.gazetealemi.com Vatan www.gazetealemi.com Sabah www.gazetealemi.com Yeni Safak www.gazetealemi.com




TGRTHaber - Magazin Haberleri


 
SİNEMA  
   
İSMİNİZİN ANLAMINI ÖĞRENİN  
 
İsim Sözlüğü

 
GÜNLÜK BURÇ  
 
Günlük Burç
 
LÜTFEN EMEĞE SAYGI DUYALIM... :)

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol